Cumartesi, Eylül 11, 2010

Referanduma 1 Kala

Ulan bayram dolayısıyla ve en ailenin en büyüğü biz olmamızdan ötürü gelen gidenin haddi hesabı yok. Komşular da cabası... Bu demektir ki, ne kadar çok kişi o kadar çok siyaset muhabbeti. Babam da sağolsun kendisini tanıdığımdan beri (bkz. doğumum) hiçbir defa birşey anlatırken kısaca anlatmamıştır. Bir de çok sinirlidir, en ufak hoşuna gitmeyen muhabbette karşıdakini pıstırmak amaçlı ses yükseltir. Hal böyleyken bu siyaset konuşmaları da oldukça hararetli ve gergin olabiliyor. Hele bir de karşısındaki "evet" diyecekse aman allaaam... Referandum yaklaştıkça iyice gerginleşiyor tartışmalar. Şimdi uyuyup referandum sonrası yaşanacak tartışmalar dindiğinde uyanmak istiyorum. Beynim aktı. Bir siyaset muhabbeti açan daha olursa toynağını sikerim, o hale düştüm. Şu ülkede her köşe başında, her kıraathane masasında, her misafirlikte Türkiye kurtarılmaya çalışılır, kimse karşıt görüşü kabul etmez, hep kafasının dikine gider ama yine de bu muhabbetler bitmez, anlaşılır gibi değil. Garip ülkenin sıradışı vatandaşlarıyız, orası kesin...

Edit: He aklıma gelmişken, sevdiğim, saydığım, aynı kafadan olduğunu düşündüğüm bir dostum kendi bloğuna şöyle bir yazı yazmış, okumanızı tavsiye eder/dilerim: http://veysonunyeri.blogspot.com/2010/09/malum-son-haftalara-dogru-feysbuktan.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder